29 Temmuz 2013 Pazartesi

KADINIM...


Ben kadınım;


Ve sana beni anlaman için her şeyi söyledim...

Eğer sana güvenmiyorum diyorsam, bu ''güvendir'' demektir.

Eğer karışma bana diyorsam, bu '' sen beni takma kıskanılmak çok güzel'' demektir.

Eğer ay ben çok çirkinim diyorsam bu, ''bunun önemli olmadığını hissettir'' demektir.

Eğer ağlıyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer üşüyorum diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer uykum geldi diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer korkuyorum diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer sus diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer sana ihtiyacım var diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.

Eğer bana sarıl diyorsam bu, ''bana sarıl'' demektir.



KISACASI Bİ SARILSANA BİŞİ DENİCEM??????????



                                                                      -KÜBOŞ

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Sen Ey Güzel Kadın



Mühürle dudaklarını konuşma kimseyle
Anlamak isteyen gözlerine baksın
Anlamaya gücü olan gözlerinin içinden ruhunu görsün
Sen..
Sen ey güzel çocuk
Mutluluğu hak ettiğini bağırmak istesende
Sus..
Mühürle dudaklarını konuşma kimseyle.
Anlamak isteyen elini tutsun
Seninle olmaya gücü yetecek yanında dursun
Sen..
Sen ey güzel genç kadın
Özgür olduğunu haykırmak istesende
Sus..
Mühürle dudaklarını konuşma kimseyle
Anlamak isteyen destek olsun
Seni sadece bir obje olarak görmeyecekse kalsın
Sen..
Sen ey güzel kadın
Bir obje olmadığını unutma
Sen ne kimsenin malısın ne de satılacak eşya
Güçlü olduğunu göster onlara ve bağır avazın çıktığınca
BEN BİR İNSANIM,BİR KADINIM,BİR ANAYIM VE SENİ DOĞURAN DA BİR KADINDI
Minnettar olması gerektiğini hatırlat onlara
Ve öğret çocuklarına,kadınlar yaşamayı herşeyden çok hakeder.
Ve onlar asla susmayı kendilerine yakıştırmamalıdırlar.



Not: Üç beş kendini bilmez adamın dediği şeye karşılık akşam akşam yazdığım bir şiirdir. Hayır bu bir tepki değil gerçektir. Rica ediyorum din adına daha fazla saçmalamayınız.



-''İkimizden Biri''nin Biri-

26 Temmuz 2013 Cuma

Unutma.Sen güneşini kendin yarattın ve yağmurun çok yakın...



İlham perilerimi kaybettim son zamanlarda. Hiçbir şey düşünemez oldum.
Ama aynı zamanda hayal kurmaktan da vazgeçemiyorum. Kulağımda kulaklığım...Evet evet..Yine saçma bir nedenden ağlıyorum.
Hayır aşık değilim.Ailemle kavga etmedim.Hatta son zamanlarda beni üzen tek şey yalnızlık.Kullanılmışlık hissi. Kendi saçmalamalarım.. Ve beynimde çıkmak için uğraşan benliğim.İşte tek sorunum bu. Benliğimi saklıyorum. İstediğim şeyleri,yapmak istediklerimi,her şeyi...Her şeyi saklıyorum.

Gözümde bir damla yaş....Yüzümde ise çok önce öğrendiğim sahte gülümsemem. Ağlarken gülümsemek ne demek biliyor musun? Hıçkıra hıçkıra ağlamak isterken oluşan o saçma gülümsemeyi....
Şimdi ağlarken bile istemeden gülümsüyorum ben.Silemiyorum o gülümsemeyi.Delicesine üzgünken bile gülümsüyorum. Zaten insanlar mutlu olduklarında ağlayıp üzgünken kahkahalar atmazlar mı?

Yine tepiniyor beynimin içinde bir şeyler. ''Yine kim saldı sizi?'' diye bağırmak istiyorum. Neden saklıyorum ki içimdekileri? Neden istediklerimi yapmak yerine sadece üşeniyorum diyip geçiştiriyorum ki? Neden mutlu olduğumda bile bomboşum gibi geliyor? Ben kendim yapıyorum.

Neden? Tek kelime,iki hece,beş harf. Neden? Kim bilir...Belki kendimden korkuyorum. Belki etrafımdakilerden. Belki çok kırıldım önceden...Bende bilmiyorum sebebini..

Gözlerini kapat.Nefesini tut. Üçe kadar say.Nefesini yavaşça ver ve gözlerini aç. İşte her şey bitti...Hepsi bu kadardı. Sen...Sen uzun zaman önce hıçkıra hıçkıra ağlamayı bıraktın.Sen..Sen uzun zamandır sadece iki damla gözyaşıyla geçiştiriyorsun.. Sen...Sen hiçbir şey yaşamadın..Mutlu bir hayatın var senin. Gülümse... Çünkü güçsüz gözükmek yakışmaz sana.Sen sadece insanları dinlersin.Dertlerine ortak olur,akıl verirsin. Sen...Sen sadece kullanılırsın.Önemli değil.Çünkü alıştın buna.Ve sende çok iyi biliyorsun ki senden yardım isteyen bir insana sırt çeviremezsin. Uzattığı elini tutmak zorundasın. Çünkü eğer tutmazsan ondan önce sen düşeceksin..

Tekrar gözlerini kapat.Kulağında çalan müzikten başka bir şeyin yok çünkü.Sesini aç müziğin. Beynin uyuşsun.Önemli değil.Zaten çok fazla kullanmıyorsun son zamanlarda.Derin bir nefes al. Güzel değil mi? Birazdan hızlanacak ritim. Ve sen yine dans edeceksin. Kimse görmeden...Ruhunla birlikte....İstediğin orda işte..Sana uzanıyor.Tut onu ve mutlu ol...Çünkü gözlerini açtığında yine kendini saklamaya devam edeceksin. Sen bir süre daha hayallerinde yaşayacaksın. Sadece bir süre...Açtığın çiçek solmadan yağmur yağacak yine. Unutma.. Bugün gökyüzüne çıkıp hızla yere düşen damla sen değilsin. Sen artık bir çiçeğin içine yer ettin. O sen,sen o oldun. Sen artık bir çiçeksin. Ve yere düşen o damlalarla daha çok açacaksın. Unutma. Sen güneşini kendin yarattın ve yağmurun çok yakın....

Not: Şimdi kalk ve tıpış tıpış yatağına git. Çünkü saat gece yarısını geçti ve sen ciddi anlamda saçmalıyorsun..

-''İkimizden Biri''nin Biri-

25 Temmuz 2013 Perşembe

''Big'' moral düzeltici





Big Bang'le rahatlamak diye birşey var. Cidden. Hani böyle tam sinirden ağlayacakken yada üzgünken açıp dinleyince tüm dünyam değişiyor sanki.



Evet tamam ben müzikle yaşayan bir insanım. Özellikle son yıllarda daha da arttı bu ama Big Bang'le rahatlamak.. İşte bu ciddi anlamda bir uyuşturucu etkisi yaratıyor bende. Pek çok sevdiğim müzik grubu var. Hatta normal de sorsanız Bigbang'ten önce sayacağım bir kaç grup olur. Ama üzgünken... Kesinlikle diğerine elim gitmiyor.



Böyle diyince sanki Big Bang'e haksızlık ediyormuşum gibi geliyor ama gerçek bu. Herhangi bir şarkıyı açıp dinlediğimde o üstümdeki sıkıntı geçmiyor ama Big Bang'in herhangi bir üyesinin yada grup olarak söyledikleri herhangi bir şarkı çaldığında... Sular duruluyor. Düşünmeyi bırakıyorum ve rahatlıyorum.Tabi gene arada çıkan saçma durumlar yüzünden üzülmeye dönüyorum ama kulağımda onların sesi olduğu sürece hiçbir sorun yok demektir.

Özellikle sesine neredeyse taptığım Choi Seung Hyun (T.O.P)'nun sesini duyduğumda.. Lütfen tüm Dünya dursun.Lütfen. (Evet ondan bahsetmeseydim olmazdı)







Neden böyle bir yazı yazdığıma gelicek olursam; Moralim iyi değildi ve kulağımdan Big Bang üyelerinin sesleri yankılanmaya başlayınca yazmak istedim. İstememin sebebi ise sadece denemeniz. Gerçekten deneyin. Big Bang sevilmeyecek bir grup değil ve eğer üzgünseniz yada sadece canınız sıkılıyorsa bile bir kez olsun deneyin.




-''İkimizden Biri''nin Biri-

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Sesinde Huzur Var

Bu şarkıyı gerçekten çok seviyorum. Tamam sevdiğim pek çok şarkı var ve hepsini yazmak istiyorum ama az önce bunu dinliyordum bu yüzden sizlerle de paylaşmak istedim. Hem sözleri güzel hem ses..

İşte Kim Jae Joong'tan Moonlight




Türkçe Çevirisi:

AY IŞIĞI
Ben Tanrı kuluyum
Bu zayıf dünyaya yerleşmiş
Öyle bir yerde nasıl yaşarım
Ben bunun için doğmadım
Adımlarım ani rüzgar patlamalarıyla engelleniyor.
Kalbimi sana teslim etmişken bu zincir düşmeme izin vermiyor
Sadece sana olan hislerim dağınık,
Hala onları doğru düzgün toplayamıyorum.
Ben Tanrı kuluyum
Bu zayıf dünyaya yerleşmiş
Öyle bir yerde nasıl yaşarım
Ben bunun için doğmadım.
Ben uykuya dalabilene kadar kendi sebeplerinden bahsetmeye devam et.
Orada burada işe yaramayan ilaçlardan başka bir şey yok etrafta 
Burada senin sesin yok.
Neye inanmam gerekiyor?
Ben Tanrı kuluyum
Acının bu sesleri sırtımda yara izleri bırakıyor.
Bu dünyaya tutunamıyorum.
Böyle hissettiğimde hiçbir yerde benim yerim yok.
Fena, soğuk duvar gibi beni bir dahaki uyandıracak şey ne olur?
Elim onun sonuna uzanmadan sen olursan eğer,
Sen kurtarırsın beni,
sessizlikten.




-''İkimizden Biri''nin Biri-

23 Temmuz 2013 Salı

Otomen -Bir tanede ben istiyorum bunlardan-

İşte bir Japon dizisi daha. Bu sefer öyle vurdulu kırdılı değil. Boş vaktinde sıkıldığında izlenebilecek dizimiz ''Otomen''



 Otomen; Kalemi ve kılıcı kullanmakta usta olan bir Japon çocuğudur.Gerçek bir erkek gibi davranmak için yemek yapmak,dikiş dikmek gibi kızsı hobilerini,kızsı düşünce tarzını ve maharetlerini saklar.

Dizi 2009 yapımı.Sıkıldığınızda izleyebileceğiniz tarzda bir dizi. Maksat vakit geçsin.

Aya Kanno'nun mangasından uyarlanmış. Şahsen ben manganın 2 bölümünü okudum. Tabiki mangayla aralarında bazı farklılıklar var. Ama yinede ikiside oldukça güzeldi.

Konusu:Asuka;shoujo manga(kız mangasıda denebilir),yemek yapma,dikiş,nakış gibi kız işlerini seven bir erkektir.Asuka küçükken babası:''Ben her zaman bir 'kadın' olmak istemiştim!' diyerek evi terketmiştir.Bu yüzden de annesi Asuka'nın asla babası gibi olmasını istememekte ve ayıcık,tavşancık,dikiş nakış,yemek yapma gibi hoşlandığı şeylerden uzak durmasını istemektedir.Bu sebeple; Asuka,annesinin istediği gibi güçlü bir erkek olmak için kendo ve karate öğrenmeye başlar.Sınıflarına yeni transfer olan bir kıza aşık olur.Ama bu hoşlandığı şeyleri gizlemek sandığı kadar kolay olmayacaktır.(ALINTI)

Uzun uzun konusunu yazmak gelmedi içinden. Kısaca da bu konu.

Dizi 2 sezonluk olarak ayrılmış. İlk sezon 8 bölümden oluşuyor.İkinci sezon ise sadece 4 bölüm. Aslında biraz daha uzatmalarını isterdim. Çünkü aklımda bazı soru işaretleri kaldı. Ama Japonların kısa sürede anlatır bitiririz olayından dolayı bu pekte mümkün değil. Zaten dizi 2009'da çekilmiş bitmiş.

                                              Masamune Asuka-Okada Masaki

Öncelikle çok yakışıklı olduğunu belirtmeliyim. Ergen,hayran kız triplerine girmeden kısaca açıklamaya çalışayım. Bu arkadaş asıl olan oğlanımız yani annesinden otomen olduğunu saklayan Asuka. Lise 2. sınıf öğrencisi. Annesi okulun müdürü. Babası küçükken ayrılmış ama oğluna cidden beni hayran bırakan marifetler bırakmış.

Dikiş dikmeyi ve yemek yapmayı çok seviyor bu arkadaş. Yırtık bir kıyafet yada kötü yapılmış bir yemek gördüğünde aniden değişiyor. Otomen damarı kabarıyor. Aslında bence çok güzel bi durum.
Bunlarla birlikte Japonya'nın bir numarası olacak kadar iyi şekilde kendo da becerikli. Ki şahsen o kıyafetler bence aşırı yakışıyor. Kaskını çıkardığındaki hali ise tam bir erkek görüntüsü sergiliyor.
Bunlarla birlikte yakışıklı ve uzun boylu,derslerinde başarılı.Kısacası dört dörtlük adam.Eh doğal olarakta okulda popüler.
Oyuncuyu da güzel seçmişler. O otomen durumları üstüne tam oturmuş.Hani gerçek hayatta böyleyse yaşı falan hiç önemli değil ben alırım onu :D

                                                 Miyakozuka Ryo-Kaho

Asıl kızımız Ryo.Babası polis. Annesi küçük yaşta öldüğünden babası tarafından erkek gibi yetiştirilmiş.Hatta bazı durumlarda Asuka'dan daha erkeksi davranıp herkesi şaşırttığı da oldu.
Biraz saf gibi geldi bana. Ev işlerinden hiç mi hiç anlamıyor. Dikiş dikmek,yemek yapmak,temizlik...Hani bi kzı hiç mi bişi beceremez canım. Hatta bi bölümde bir kek yapmıştır.Tabi ona kek ne kadar diyebilirim bilmiyorum.
Bu kızımız hakkında ne desem bilmiyorum. Öyle çok bişeyi yok. Kız işte.
                                                          Buda yaptığı -sözde- kek..

                    
      Soldaki Tachibana Juta-Sano Kazuma/Sağdaki Juta'nın kardeşi(adını hatırlamıyorum)

Juta burda manga yazarını (Aya Kanno) canlandırıyor bi nevi. ''Love-Tic'' adlı manganın yazarı. Ama şimdi ismini hatırlamıyorum malesefki. Oldukça uzundu benim için.Kardeşiyle birlikte çok şirindiler. Kardeşi hakkında diyeceğim birşey yok. Şirin,neşeli,hareketli bir kız.
Juta'da bir otomen sayılıyor. Sırf shoujo manga yazdığı için. Tam bir oyuncu. Kızlarla bayağı ilgili gibi adlandırılıyor ama ben dizi boyunca bi hareketini görmedim. Mangada biraz daha belliydi.

                                                     Ariake Yamato-Seto Koji

Sevimlilik abidesi :D Bu çocuğun daha öncede dizilerini izlemiştim. Ve kesinlikle sevimli olduğunu her seferinde tekrar tekrar söyleyebilirim. Tütütüt MAŞALLAH.
Bu arkadaşta bir otomen. Güzel ve sevimli yüzü,kız gibi davranışları ve erkek olmayı(bizim tabirimizle taş fırın) hayal ediyor.
                                 Yüzü sevimli olabilir ama bu haliyle erkeksi gözüküyor.
                                                 Bu hali daha mı iyi sanki?

Asuka'ya hayran kendisi.''Sırf onun için bu okula kayıt oldum'' diyor. Küçükken sürekli dalga geçilmiş, ezilmiş.Belli ki alışmışta ama hayalinde hep daha erkeksi,daha güçlü olmak var. Elimde olsa yanına gidip sen böyle de iyisin demek isterdim.

                 Soldaki Tonomine Hajime-Kimura Ryo/Sağdaki Oharida Miyami-Kiritani Mirei

 Sanırım dizide anlayamadığım tek karakterler bunlar. Hani tamam karakterleri anlıyorsunuz da ikisi de o kadar ayrı alemlerde oluyorlar ki ''Ne diyor bunlar ya?'' diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Tonomine,Asuka'ya kendo da yenilmiş. Sonrada kendoyu bırakıp serseriliğe başlamış. Ama tekrar kendoya döndü.Fakat bu sefer okul değiştirerek. Asuka'nın okuluna geldikten bir süre sonra öğreniyoruz ki bu yavrucakta otomenmiş. Kendisi makyaj konusunda uzman. Ciddi anlamda. Makyaja başlamadan hemen önce hep ''Kendini bana bırak.Seni bir kelebeğe dönüştüreceğim'' diyor(yada buna benzer bir şeyler).Aslında o hali de hoş. Kendinden emin duruyor.
Oharida'dan hiç bahsetmek istemiyorum aslında. Sevmedim kızı.Bir itici geldi ki sormayın.
                          Kızdan mı yoksa karakterden mi bilmiyorum ama bi yerlerden iticilik akıyor.

                                               Yamamoto Mirai-Asuka'nın annesi

Sevmediğim ikinci karakter. Bu kadına da bir şey diyemiyorum ve yavaştan uzaklaşıyorum.


Aslında Asuka'nn babası ve Ryo'nun babasından bahsedicektim ama ikisininde bahsedilecekleri bir şey yok. Eğer izlerseniz bir ikis özelliklerini siz öğrenirsiniz artık. Son olarak tamamen gereksiz olduğunu düşündüğüm bir karakterin daha resmini ekliyeyim.
Isono. Tamamen gereksizdir. Onun olduğu bölümleri büyük bir hızla geçiniz.


           O kendo kıyafeti bir insana bu kadar mı yakışır. Dizi boyunca onunla gezse de olurdu. 


Ah! Neredeyse unutuyordum. Bide bizim hafif kaçık bir öğretmenimiz var. Asuka'nın arkasındaki bayan oluyor bu. Sevimliydi aslında. Az ve öz oynamış ama gayet başarılıydı.


                                                    Ayoo. Ne güzel gülüyon sen öyle.


                            En sevdiğim bölümlerden biriydi bu. Tabi dizi burda bitmedi.
                               O üstündeki normalde bir erkeğe yakışmamalı diyim yani.



Her bölümün sonunda gösterilen sahneler diziden daha güzeldi sanki.

                 Deniz sahnelerine diyecek bişey bulamıyorum. Bazı gereksiz durumlar olsa da iyiydi.




                                    Love-Tic okuyor arkadaşlar. Rahatsız etmeyelim :D


                                 Asuka'nın bu hali daha mı iyi ya? İkisi de güzel sanki.

                   Dizinin sonunda mutlu son oldu. Ha deseniz ki güzel miydi. Eh işte fena değil.


Dizideki bayanların tabiriyle '' F4 gibiler.''

Şahsen bunlardan bir tanede ben istiyorum. Hani şöyle elimin altında bir tane olsa hiç fena olmazdı. Hem ben Ryo kadar beceriksiz değilim. Çabuk öğrenirim.


NOT: Japon kadınlarının şanslı olduğunu düşünüyorum.




-''İkimizden Biri''nin Biri-

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Mutluluk Gökyüzünde..

Saat olmuş 12. Tek başıma canım da sıkılmaya başladı. Bende biraz huzur ve mutluluk için gökyüzünü izlemeye başladım.


Tamam tamam. Şimdi diyeceksiniz hem gökyüzünü izleyip hem bu yazıyı nasıl yazıyorsun diye. Aslında gerçekten gökyüzünü izlemiyorum. İzleyemiyorum da denebilir. Ama benim küçükte olsa bir takıntım var. Ay'lar. Gerçek olan ay. Hani şu gökyüzünde olan. Gerçek anlamda bir sevgim var ay fotoğraflarına karşı. Hani imkanım olsa evimin,odamın her yanını ay resimleriyle kaplarım. Duvarları siyaha boyar ay resimleri çizerim. Yıldızlarla süsler birazda uluyan kurtlar yaparım. Başka bir kısma ise biraz yarasa ve baykuş. Imm... Muhteşem..

Evet, bu benim çocukluk hayalim. Küçüklüğümden beri-ki bu 10 yaşımdan beri oluyor- odamı siyaha boyamak hayalimdi. Ama hiçbir zaman ailem izin vermedi. Oysaki ne güzel olurdu. Üstelik şimdi yapıştırılabilinen çeşit çeşit duvar süsleri var. Geceleri parıldayan aylar,yıldızlar olsa ne güzel olurdu. Gerçeklerini görmek bu ışıltılı dünyada zor olsa da en azından sahteleriyle mutlu olurdum.

Bende dedim madem bunu yapamıyorum o zaman en azından fotoğraflarıyla mutlu olurum. Aslında çok fazla fotoğraf yok. Ama yinede hepsi benim için özel. Hepsi birbirinden güzel gözüküyor. Her ne kadar renkleriyle oynanmış olsa da çok daha güzel gözüküyorlar.



























Gerçek yada değil. Sevdiğim sürece o hep güzel.


-''İkimizden Biri''nin Biri-